8 Temmuz 2010 Perşembe

Birçok giden memnun ki yerinden...


Küçükken her gemi gördüğümde şarkıların etkisindenmidir , anlatılan hikayelerden mi , giden insanların hiç dönmediğini sanardım..Gemiye çok yabancı büyümedim oysa ki..Aile reislerinin yarısının kaptan olduğu bir sülalemiz var...Bu dezavantajmıdır avantajmı bilemedim hiçbir zaman...Hep mutlu bi hayat sürdüklerini duyardım,rahat,bol para..Ama sadece duyardım,onları göremememin sebebi aslında bu hayatlarıydı..Gemiyi ev denizi vatan belleyen bi meslek grubuydu onların seçtikleri...Denizi hep sevdim..Ufakken bakıp bakıp özgürlük hayalleri kurardım..Özgür olmak çekip gitmekmiş gibi..Babam su kurbağası derdi; böyle parmaklarım buruş buruş olana kadar denizde kalırdım çıkmam için ya annemin sinir katsayısı belirgin biçimde çıkar ya da acıkırdım...Benim tam aksime denizden hiç hoşlanmayan hatta kıyıdan bi sineği andıran gemileri görüp '' ya o gemiler bana çarparsaaaa'' diye feryat eden minnacık balıkların onu yiyebileceğinden şüphelenen bir kardeşim vardı..Bugün şöyle eski günleri hatırladımda kim derdi o çocuk kaptan olup arkasında aylarca göremeyeceği bir aileyi bırakacak..Ama hayat aslında...Sadece doğum ve ölümün kader olduğuna inanıyorum..Geri kalan tercihlerinin birer sonucu insanın...

Hiç yorum yok: