Aldatma bizi

Aldatma kavramını oturup düşünmedim şu zamana kadar..Çok önemsemezdim belki de.. Şu şu seni aldatsa nolur türevi sorulara  allahtan belasını bulur gibi kaçamak cevaplar verip ana fikiri hep bu devirde babana bile güvenmemeye çıkardım..Derken yıl 2010nun son demleri Temmuzdan kalma bir Aralık ayında kısa filmi andıran bütün senaryolar alt üst oldu..Neden bu konuyu bi daha masaya yatırdım ,bu konuda bu kadar düşündüm ,üstüne bide bunları buraya yazıyorum bilmiyorum...Eskiden karşımdakinin bana sorduğu soruları ben kendime sordum bu sefer..Hiç alışık olduğum gibi olmadı.. Esas oğlanım klasik bir figüran, içten içe jön hayaliyle yanan fakir ama gururlu düşüncelerim başrol oldu bu sefer..Tek gecelik ilişkiye aldatma denilmezde ne denir soruların net cevabı soysuzluk oldu..Seviyorum diyen adamın/kadının bir başkasına gidip dokunabilme ihtimali bile kanımı dondurdu..Midemi bulandırdı...O an hayatın ne kadar bok bir hal aldığı gerçeği yüzüme şırankk diye bir tokat indirdi..Telefona koştum..Dünyanın en gereksiz tehtitkar ama çaresiz cümlelerini kurdum..Beni sakın aldatma ! Aldatılan herkes bu cümleyi zamanında kurmuş mudur diye düşündüm..Ve çalan kapı ziliyle kaydımı yayınlayıp..Odamdan çıktım..

Seviyorum onu