2 Mayıs 2011 Pazartesi

Sanırım hayatta en çok onu kıskandım

''Dans ederek ağlayabilen bir arkadaşım vardı.Derdini anlatır,sıkıntısını söyler,dibe vurur ve sonra kalkıp dans ederdi...Ben de onu izlerken tüm vücuduna mutlu olma emri verdiğini düşünürdüm;her şeyden soyutlandığını , her zerresiyle sadece müziğe ait olduğunu  hissederdim...O dans ederken bu kez ben ağlardım , acıyla başa çıkabilmenin bir yolunu bulmuştu çünkü...
Bir gün kulakları duymamaya başladı ve dans etmeyi bıraktı...
Ona kendini kötü hissettiği anlarda yazması ve rahatlaması için bir defter ve renkli kalemler hediye ettim...
Kısa zamanda defteri yarıladı,ama yazmadı hiç ; hep dans eden insanlar çizdi o kalemlerle...
Sanırım hayatta en çok onu kıskandım...''
(Kir/syf79)

demişti Emre Kalcı..Sanırım ben de kıskandım onu.. Mutsuz olduğumda mutlu olmak için ne yaptığımı düşününce koca bir boşluk oluştu..Susardım ben çünkü..Bu boşluk bundandı..Ne zaman mutsuz olsam susardım..Mutsuzken dolaba bile saldırsam kafiydi..Ama susardım ben.. Mutsuzken yemekten kesilmezdim yemeğe de yüklenmezdim.. Böyle mutsuz olunca yaptığım klasiklerim yoktu susmaktan başka...Hala aynıyım..Suskunsam mutsuzum ben..

4 yorum:

Ruhum Sarışın dedi ki...

Merhaba Ezgicim, Bende MiM in var. iyi eglenceler

negzel dedi ki...

yaa Ezgi ne güzel anlatmışsın mutsuzluğun suskunluğunu...ben de susarım hep mutsuzken...

Pele dedi ki...

Birbirimize benziyoruz fazlasıyla :)

Adsız dedi ki...

Renkli kalemler gerçekten güzel hediye